- 24 Ağu 2022
- 27
- 5
- 3
Sıklıkla karşılaştığım bir husus söz konusu. Hiç yalnız kalamıyorum. Yalnız kaldığımı düşünüyorum ama ne yapıp ettiğimi karda yürüyüp izini belli etmeyen bazı insanlar gözetliyor. Hiçbir zaman kendi içimdeki hisleri yakın çevremden gizli yaptığımı düşünemedim. Laik, sosyal, demokratik ve hukuk devletinde yaşadığımı düşünsem de hep sanki Kuzey Kore ve onun gibi devletlerde yaşadığımı hissediyorum. Böyle gizli işler yapmamın sebebi ise içten içe utanç duymam ama bazı insanlar yine de utandırıyor, aç ve sefil bırakarak ekmek yedirmiyor bana. Toplumun izin vermediği durumları gizli yaşayanlar yükselip çok para kazanıyor ve itibar sahibi oluyorlar ama sıra ben ve benim gibilere gelince bin türlü bahane buluyorlar. Benim tarafımdan kandırılacaklarını düşündükleri için mi, bilmiyorum ama durum böyle. Bu dürüstlük ve yalan konusu aklımı hep karıştırmıştır. Günümüzde gerçek ve yalan arasındaki çizgi öyle belirsizleşti ki, bu yüzden bir kişinin hayatı rahatlıkla mahvedilebilir. Yani çamur at, izi kalsın anlayışı ile bir insanın bütün hak ve özgürlükleri elinden alınır. O insana yaşam hakkı tanınmaz ki, yaşam hakkı en temel insan hak ve özgürlüklerindendir. Çalışıp çabalıyorum, kimsenin tavuğuna kış demiyorum ama yine de peşimde hafiye gibi dolanan insanlardan kurtulamıyorum. Göğsümün orta yerinde bıçak acısı gibi bir acı var. Her an kendimi tehdit altında hissediyorum, çünkü yaptığım bit davranıştan dolayı işten çıkarılarak ekmeğimden edilmektekten korkuyorum. Bu güven meselesi yüzünden hallaç pamuğu gibi dağıldım. Yok mu bunun bir çözümü?